Berrak Alta Koyuncu

 

Berrak Alta Koyuncu

Dün gece Şerafettin Sami Salya hocamız bana telefon etti ve bir misafiri olduğunu söyledi. Anlattığına göre değerli konuğu Amerika'dan gelmiş ve yanında yatılı kalıyormuş. Bir hafta sonra ise memleketine dönecekmiş. Merak ettim kimdir bu diye. Ancak biliyordum ki Şerafettin Hoca insanları meraklandırmayı çok severdi. Sorularıma kaçamak cevap verip şöyle dedi:

"Seni yakından ilgilendiren bir projenin parçası. Merakım iyice artmıştı.

 

Berrak Hanım takipçilerimize anlık foto çekti.

Acaba kimdi bu. Sonra hocamız ağzından baklayı çıkardı. Berrak Altak Oyuncu diye misafirinin ismini söyledi. Telefonda Berra Kaltak diye anlamışım.

"Kim bu kaltak," diye sordum merakla.

Kahkahalarla güldü Şerafettin Bey. "Hem de ne kaltak, ne kaltak," dedi.

Sonra yanlışımı düzeltti. "Hayır şekerim, Berra Kaltak değil Berrak Altak. Ayrıca eski kocası Muhittin Bey'in soyadı olan Oyuncu'yu kullanıyor."

Kafam karışmıştı. Merakla sordum: "Abicim," dedim, "peki beni ilgilendiren tarafı nedir bu meselenin?" Güldü. Sadece güldü. Dedi ki:

"Bu hanım ta 1990'lardan beri Eyüp Sabri ve Alaattin Bey'lerin yanında bulunmuştur!"

Berrak Hanım kahve içerken.

Bende jeton düşmüştü. Telefonda bir bağırmışım, "Mukavva Hareketi," diye anlatamam. Hoca güldü.

"Heyecanlanacağını biliyordum tatlım. Sana hem birkaç fotoğraf göndereceğiz hem de kendisi hatıralarından bir kısmını bana anlatıyor şu anda."

"Lütfen hocam," dedim. "Lütfen onun ağzından çıkacak her sözü kayıt altına alın. Bizim için paha biçilmez bir derecededir anlattıkları.

"Bunu hem senin için, hem de Mukavva Hareketi için yapacağım diye cevap verdi Şerafettin Sami Salya.

Kalp atışlarım hızlanmış, heyecandan bir miktar da ıslanmıştım. Ama bunu hocaya söylemedim.

Berrak Hanım, Şerafettin Hoca'ya poz vermiş.

"Telefonu ona veriyorum, biraz da sen konuş," deyince kalbim gümbür gümbür atmaya başladı. Allahım, inanamıyordum. Canlı bir Mukatek'le sohbet edecektim.

"İyi günler canım, nasılsın," dedi hafif kalın bir kadın sesi uzaktan.

"Çok iyiyim efendim, siz nasılsınız," diye cevap verdim.

"Teşekkürler hayatım, süperim. Şerafettin'le beraber güzel vakit geçiriyoruz, daha ne olsun."

"Hakikatin efendisi ve kainatın rehberi ile beraber olmuşsunuz. Nasıl insanlardı," diye sordum.

"Adamın dibiydiler," diye cevap verdi Berrak Hanım. "En güzel yıllarım onların yanında geçti."

Berrak Hanım tatilde.

"Sizin mesleğiniz neydi. Onlarla nasıl tanıştınız," diye bir sual tevdi ettim kendisine.

"Ben heykeltraşım aşkım. Alaattin Özdübel açtığım bir sergiye geldi. Sene 1995 olmalı. Daha sonra beni arkadaşı olan Eyüp Sabri Şokola ile tanıştırdı. İkisi de çok etkileyici insanlardı. Sonra hakikatin efendisinin evine gittim. Müyesser Berrin Kümes haımefendi ve sekreterleri Selin Radar'la tanıştım. Çok tatlı bir insandı Selin. Onların ufak apartman dairesinde birkaç bilimsel toplantıya katıldım. Daha bir sürü insanın tıpkı benim gibi onlarla tanışmak için fırsat kolladığını gördüm. Eyüp Sabri Şokola ve Alaattin Özdübel ilmi bir ihtilal yapmışlardı. Herkes evrensel datanın sırrını öğrenmek istiyordu. Sonraları Doktor Rana Kurna ve Doktor Hümeyra Sersefil ile beraber çalışma imkanına kavuştum. Eeee biraz da sen anlat bir tanem. Kimsin, nesin?"

Ona kendimi tanıttım ve arkadaşlarımdan bahsettim. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere telefonu kapatırken sevinçten havalara uçuyordum.

Berrak Hanım pandemi sürecinde.